Rusya – Ukrayna Savaşı Canlı İzle

Rusya – Ukrayna Savaşı Canlı İzle
Rusya - Ukrayna savaşı son dakika haberleri... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat Perşembe sabah saatlerinde, Ukrayna’ya askeri harekat başlatıldığını duyurdu Canlı İzle

Rusya- Ukrayna arasındaki Savaş tüm dünya gündemine damgasını vurdu. Uluslararası politikanın bir numaralı gündem konusu Rusya ve Ukrayna gerginliği oldu. 24 Şubat Perşembe sabah saatleri itibari ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in orduya verdiği emir ile başlayan Rusya- Ukrayna savaşında bombardıman sesleri yükselirken, Kievde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İki ülke arasındaki tırmanan gerilim merak ediliyor. Rusya- Ukrayna arasında savaş neden çıktı? Bölgede neler oluyor? İşte bölgeden son dakika gelişmeleri… Sıcak gelişmeleri yakından takip etmek için Bağlantıya Tıklayın

 

Rusya – Ukrayna Savaşı Canlı İzle

Dünya gündeminde Rusya- Ukrayna Savaşı konuşuluyor. Günlerdir tırmanan gerilimin ardından 24 Şubat Perşembe günü sabah saatlerinde Rusya Başkanı Putin’in talimatı ile, Donbas’a askeri harekat başlatıldı. Donbas’tan başlayan Harekat pek çok şehre yayıldı. Perşembe gününden bu yana çatışmalar devam ederken, kiev’de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ölüm haberlerinin gelmeye başladığı bölgede, karşılıklı iki ülke arasında diyaloglar devam ediyor. Son olarak, Ukrayna lideri Zelenski’den Putin’e ‘’Ölümleri durdurmak için müzakere masasına oturalım’’ çağrısı geldi. Kısa süre sonra bir açıklama yapan Putin, ‘’Rusya üst düzey müzakereye hazır’’ dedi. AB’nin ise Rusya Devlet Başkanı Putin ve Dışişleri Bakanı Lavrov’un Avrupa’daki mal varlıklarının donduracağı açıklandı. 

 Rusya – Ukrayna Savaşı Neden Çıktı? Canlı İzle

 Rusya ile eski bir Sovyetler Birliği ülkesi olan Ukrayna’nın arası, Kiev yönetiminin Avrupa Birliği (AB) ile yakınlaşması üzerine açıldı.

 Kiev’de iktidara gelen Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç, ülkenin Batı’ya yönelmesini engellemek için 2013 yılında AB Ortaklık Anlaşması’nı askıya aldığını açıkladı. Bu karar, Ukrayna tarihinde derin krizlerin başlangıcı oldu.

Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilim uzun yıllar öncesine dayanıyor. Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılması ile birlikte Rusya, Ukrayna ve Belarus Bağımsız Devletler Topluluğu kuruldu. Ayrılmanın ardından Belarus, Rusya ile yakın bir ilişki kurarken, Ukrayna ise Batı ile yakın ilişkiler içerisinde bulundu. Rusya bu durumu kendi için bir tehdit olarak görmeye başladı. 2013 yılını ‘meydan olayları’ ile uğurlayan Ukrayna yeni yılı iç karışıklıkla karşıladı. Bağımsızlık Meydanı’nda aylarca toplanan binlerce Batı yanlısı Yanukovi’in kararını protesto etti. Rusya yanlılarının da sokaklara çıkmasıyla zaman zaman çatışmalar yaşandı.

2014 yılında Ukrayna’nın otorite boşluğunu fırsat bilen Rusya ise Kırım’ı ilhak etti. Ukrayna’nın doğusundaki, Rusya sınırındaki Donetsk’te de Rusya’dan destek alan Rus yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasında da çatışmalar yaşandı. Olayların kontrolden çıkması üzerine dönemin Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, Rusya’ya kaçmak zorunda kaldı. Coğrafi konumu olarak Avrupa ile Rusya arasındaki Ukrayna’nın insanları da Rus ve Batı yanlıları olarak kutuplara bölündü.
 

2013 yılından bu yana süregelen gerginlik 2021 yılının sonlarında zirveye ulaştı. Bugün yaşanan savaşın adımları ilk olarak 2 Kasım 2021 tarihinde atıldı.



Yakın Dönemdeki Gerginlikler İse;

Zirveden sonra azalan çatışmalar, kısa süre sonra daha da alevlendi. Krizin çözümüne ilişkin Rusya, Ukrayna ve AGİT’ten oluşan Üçlü Temas Grubu, 27 Temmuz 2020’den itibaren kapsamlı ateşkes kararı aldı. Bu kapsamda 2021 senesine kadar kapsamlı ateşkes ufak çaplı krizlere rağmen sürdürüldü.

Ancak bu yıl Rus ordusunun Ukrayna sınırına adeta askeri yığınak yapması, Donbas bölgesinde zaten hiçbir zaman bitmeyen çatışmaları yeniden artırdı. Rusya yanlısı ayrılıkçıların 26 Mart’ta 4 Ukraynalı askeri öldürmesi bölgedeki krizi zirve noktasına çıkardı. Saldırılar karşısında Ukrayna ordusunun tedbirlerini artırması üzerine Rusya, sınıra ve ilhak edilen Kırım’a asker yığdı.

Parlamentosundan yaptığı konuşmada, Rus Silahlı Kuvvetlerinin askeri tatbikat bahanesiyle Ukrayna sınırının kuzeyi, doğusu ve Kırım’da Rusya’ya ait 28 tabur birlik olduğunu söyledi. Homçak, bu durumun Ukrayna'nın askeri güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise ‘’Rusya kendi toprakları içerisinde silahlı kuvvetlerini kendi takdirine bağlı hareket ettiriyor. Bu hiç kimseyi rahatsız etmemeli ve bu hiç kimse için tehdit içermiyor.’’ ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalardan sonra hem Moskova hem de Kiev Donbas çevresine askeri sevkiyatını artırdı.

Ayrıca, şubat ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakın dostu Viktor Medvedçuk’un kontrolünde olduğu iddia edilen 3 kanal Rusya tarafından finanse edildiği gerekçesiyle kapatıldı. Akabinde de Medvedçuk ve çevresine ekonomik yaptırımlar uygulandı. Bir yandan da ülkede kısa zaman önce Kırım’ı Kurtarma Stratejisi duyuruldu. Bu gelişmeler de gerginliğin artmasını sağlayan faktörlerden olarak görülüyor.

2013 yılından bu yana süregelen gerginlik 2021 yılının sonlarında zirveye ulaştı. Bugün yaşanan savaşın adımları ilk olarak 2 Kasım 2021 tarihinde atıldı.

 

Halk’ta Durum Nasıl?

Ukraynalılar dün güne savaş sirenleriyle uyandı. Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri harekât halkı paniğe sevk etti. Halk, marketlere ve benzincilere akın etti. Banka ATM’leri önünde kuyruk oluşurken, Grivna’ya günlük çekim limiti getirildi.

Havanın aydınlanmasının ardından Kiev’de oturanlar güvenli bölgelere gitmek üzere kenti terk etmeye başladı. Erken saatlerde ülkenin batı yönüne doğru araç trafiği dikkat çekti. Birçok Ukraynalı can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğunu öne sürerek yollara düştü. Metrolara sığındılar.

Birçok kişi ülkenin batı sınırındaki Lviv kenti ile Avrupa Birliği üyesi Polonya’ya doğru yola çıktı. Birleşmiş Milletler Göçmen Bürosu, şu ana kadar Ukrayna’da 100 binden fazla kişinin yerinden olduğunu açıkladı.


Söz konusu akın, Avrupa’da yeni bir mülteci dalgası endişesini de gündeme getirdi. Halkın kaçışına, ülkede Rusya yanlısı askerlerin darbe girişimi korkusu da etken oldu. Başkent Kiev’de bir başka dikkat çeken şey de halkın silah satan mağazalara akın etmesi oldu. Ülkede sıkıyönetim ilan edilmesi ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin eli silah tutan her vatandaşa silah verileceğini açıklamasının ardından, silah mağazaları dolup taştı. 


Kiev’de sirenler çalmaya başladı. Rusya, Ukrayna ve Belarus ile olan batı sınırında hava sahasının sivil uçuşlara kapatıldığını duyurdu.  

Savaşın İlk 2 Gününde Yaşananlar?

Rusya’dan Gelen Açıklamaya Göre: Ukrayna’nın Kayıpları

150’den fazla asker silah bırak ve teslim oldu. 13 Komuta Merkezi, 36 Radar İstasyonunu vurduk. 118 askeri altyapı tesisini imha ettiklerini söyleyen Konaşenkov, 13 komuta merkezi, 36 radar istasyonu, 14 hava savunma füze sistemi, 5 insansız hava aracı, 5 savaş uçağı, 1 helikopter, 18 tank, 41 askeri araç ve 5 savaş botunun imha edildiğini kaydetti.

Not: İngiltere’nin yaptırımlarına karşı, Rus Havası İngilizlere kapatıldı.

İKİ ÜLKEDEN ÇERNOBIL AÇIKLAMASI

Ukrayna’nın başkenti Kiev’e 110 kilometre uzaklıkta bulunan Çernobil nükleer santralinin Rus askerlerinin kontrolüne geçmesinin ardından gözler, 1986’da dünyanın yaşadığı en büyük nükleer felaketlerden birine sahne olan santrale çevrilmişti.

Ukrayna’dan bugün yapılan açıklamada Rusya’nın kontrolü ele geçirdiği Çernobil bölgesinde radyasyon seviyelerinde artış olduğunu belirtildi.

Rusya ise paraşütçülerinin Çernobil santralinin kontrolünü ele geçirdiğini resmen duyururken, radyasyon seviyesinde bir problem olmadığını ifade etti.

Ukrayna’dan Gelen Açıklamaya Göre: Rusya’nın Kayıpları

 

 İlk günde 30’dan fazla tank, yaklaşık 130 zırhlı araç, 7 uçak ve 6 helikopter olarak tahmin edildiğini belirten Zalujnıy, Ukrayna ordusunun Harkiv, Herson, Sumi, Ahtırku ve Siverske bölgelerinde savaşmaya devam ettiğini aktardı.

Ukrayna, Rusya’nın 203 saldırısına maruz kaldığını ve 800 Rus askerinin etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ‘’Rusya askeri ve sivil hedefleri vuruyor’’ dedi. Zelenskiy, ‘’Bugün 27 Avrupalı ​​lidere Ukrayna’nın NATO’ya katılıp katılamayacağını doğrudan sordum. Herkes korkuyor, cevap vermiyorlar’’ dedi.
 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi Nedir? Montrö Sözleşmesinin Önemi Nedir? Montrö Boğazlar Sözleşmesinin Maddeleri Nelerdir?

Türkiye’nin Rolü

ABD başta olmak üzere NATO ülkelerinin işgalden günler önce Rusya’ya karşı aldığı sert tavır ve yaptırımlar ve büyüyen kriz; hem NATO üyesi olan hem de Rusya’yla yakın ekonomi ve savunma işbirliği olan Türkiye’yi zor duruma düşürebilir. Uzun süredir NATO ve Rusya arasında bir denge politikası izleyen Ankara, daha net bir tutum takınmak zorunda kalabilir.

 

Ankara, krizin NATO ile Rusya arasında sıcak çatışmaya dönmesi halinde ‘’Soru işareti kabul etmeyecek şekilde NATO’nun yanında yer alacağını’’ halihazırda Batılı müttefiklerine açıkça ilettiklerini söylüyor.

Montrö Sözleşmesi

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 22 Haziran 1936’da imzalanan ve Türkiye’ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir.

Montrö Sözleşmesi, Rusya- Ukrayna krizi sonrasında tekrar gündeme geldi. Üç tarafı denizlerle kaplı Türkiye’nin jeolopolitik konumu açısından oldukça önemli bir yer tutuyor.

 

 Sözleşme, Türkiye’ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. 

Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye’nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye’ye geçmiştir. 

 

Montrö Sözleşmesi’nin 19. Maddesi

19. maddenin 2. fıkrası gayet açık ve nettir: Savaşan tarafların harp gemilerinin geçişi yasaktır. Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla aynı koşullar içinde, Boğazlar’da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Savaş Zamanında;

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri (belli koşullar içinde) Boğazlar’da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

 

- Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye’yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi yasak olacaktır.

 - Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

 

- Savaşan Devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar’da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

 - Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye’nin aldığı önlemleri 3’te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

25-02-2022
Yazar Hakkında
Belma Arslan

Belma Arslan

1985 yılında Adapazarı'nda doğdu. 2008 Yılında Sakarya Üniversitesi Turizm ve Seyahat İşletmeciliğinden, 2011 yılında da Anadolu Üniversi .. devamı.. mail
Yorumlar