Ünlü Şarkıcı Zara Organik Tarıma El Attı

Türk Halk ve Sanat müziğinin önde gelen isimlerinden olan Zara birçok ünlü isim gibi doayla iç içe yaşamaya başladı. Zara kendi çiftliğinde organik tarım yapıyor.

Ünlüler dünyasında her zaman yeni yeni gelişmeler oluyor ve bu da magazin basınında ve sosyal medyada sıklıkla gündem oluyor. Son zamanlarda şehrin kalabalık ve gürültülü ortamından doğaya sığınan ünlülerin sayısında oldukça yüksek bir artış yaşanıyor. Ünlü isimler her ne kadar şehirden ve şehirdeki hayatlarından kopamasalar da buna paralel ve alternatif bir hayatı da doğanın kucağında yaşamaya çalışıyorlar. Bu durum özellikle içinde bulunduğumuz pandemi günlerinde daha da arttı. Doğayla iç içe yaşamak ve insanlardan uzaklaşarak doğanın kucağında dinlenmek ve hayatlarını geçirmek için ünlü isimler şehirden uzakta evler, çiftlikler tarlalar alıyor e buralarda yaşamaya ve doğayla iç içe bir hayat sürmeye başlıyorlar. İzmir’de doğayla iç içe yaşayan pek çok ünlü bulunuyor ve bu ünlülerden birini de müzik dünyasının sevilen ismi Zara oluşturuyor. Zara İzmir’deki çiftliğinde doğayla kucak kucağa huzurlu bir hayat sürerken aynı zamanda da organik tarım yapıyor.

Beni Ruhsal Olarak Dinlendiriyor

İzmir’de kendi çiftliğinde doğanın kucağında bir hayat süren 45 yaşındaki ünlü şarkıcı Zara son olarak TRT 1 ekranlarında yayınlanan Mavera adlı dizide rol aldı. Ünlü isim işlerinin dışındaki bütün zamanını ise çiftliğinde geçiriyor. Çiftliğinde organik tarım yapan Zara “bahçe ile ilgilenmek beni ruhsal olarak dinlendiriyor. Bu sayede dejarj oluyorum hem de organik besleniyoruz” ifadelerini kullandı. Ünlü isim sık sık İzmir’de bunan çiftliğinde vakit geçiriyor ve burada kalıyor.

Kendini Bulabilene Ne Mutlu

45 yaşındaki ünlü isim Zara sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak duygularını ve düşüncelerini dile getirdi. Zara paylaşımında “yeşillik alana gidiyorum, dediğinde 150 çeşit yeşili görmeyi, fark ettirmeyi öğretsin bu süreç. Onlara dokunmayı, sevmeyi, ağaçların dilini, dereye giren ayaklarımızla topraklanmayı, kendi emeğini yemenin lezzetini, minik sincapla dost olmayı sevmeye kendi çevresinden, kimsenin görmediği yere düşen bir zeytin tanesini kurtarmaktan başladığını, dokunduğun her kim ve ne varsa kendinmiş gibi hissetmekle ancak insan olabildiğin bir süreç. Baktığını görebilene, içinde kaybolduğunu egosundan kendini bulabilene ne mutlu. Bunları yazmak değil, sonuna kadar yaşayabilenlerden olmayı dilerim” ifadelerini kullandı.

08-05-2021 Yazar Hakkında